https://turkicworldwomen.com/index.php/pub/issue/feed Türk Dünyası Kadın Araştırmaları dergisi 2025-03-30T18:35:48+03:00 Editör zhuldyzsakhi@gmail.com Open Journal Systems <p><strong>Türk Dünyası Kadın Araştırmaları (TDKA) Dergisi,</strong> Aralık <strong>2022 ayında</strong> yayın hayatına başlamış; hakemli, süreli, açık erişim ile ulaşılabilen, uluslararası yayın standartlarına uygun bir dergidir.</p> <p><strong>Türk Dünyası Kadın Araştırmaları Dergisi</strong>, Türk Dünyasında yer alan ülkelerde yaşayan Türk kadınlarına yönelik ulusal ve uluslararası düzeydeki özgün, akademik ve bilimsel çalışmalara yer vererek, bu alandaki bilgi birikimine katkıda bulunmayı ve söz konusu çalışmaları bilim dünyasına duyurmayı amaçlamaktadır.</p> <p><strong>Türk Dünyası Kadın Araştırmaları Dergisi</strong>’nin yayın dili Türkçe ve İngilizcedir. Ancak diğer Türk lehçeleri ile Rusça yazılmış makaleler de derginin o sayıda yayınlanan <strong>makalelerin</strong><strong> beşte birini</strong> geçmeyecek şekilde dergide yer alabilir.</p> <p>Dergiye gönderilen yazılarda, başka yerde yayımlanmamış olma ve başka bir dergide değerlendirme sürecinde olmama şartı aranır. Bilimsel toplantılarda sunulan bildiriler, öncesi belirtilmek ve daha önce yayımlanmamış olmak şartıyla kabul edilir.</p> <p>Türk Dünyası Kadın Araştırmaları Dergisi’nde sosyal ve beşerî bilimler ile eğitim, sağlık ve fen bilimleri gibi diğer bilim dallarında yapılan bilimsel özgünlüğün esas olduğu çalışmalar, bilimsel ve tarafsız hakem değerlendirmeleri sonrasında yayınlanmakta ve elektronik ortamda açık erişimle paylaşılmaktadır.</p> <p>Türk Dünyası Kadın Araştırmaları Dergisi,<strong> bahar ve güz (Mart ve Ekim) </strong><strong>dönemlerinde olmak üzere </strong><strong>yılda iki kez </strong><strong>yayımlanır</strong><strong>.</strong></p> https://turkicworldwomen.com/index.php/pub/article/view/76 CUMHURİYET KADINLARININ ASKERLİK HAYALİ KADIN ASKER OLUR MU? 2025-03-15T14:21:46+03:00 Seda SARIKAYA SARIDEMİR sarikayaseda@gmail.com <p>Balkan Harbi’nden İstiklal Harbi’ne kadar Osmanlı Devleti’nde yaşayan Türk kadınları pek çok alanda kendilerini birey olarak görmeye başlamış ve bu doğrultuda ülkesi adına çalışmış ve üretmiştir. Özellikle kadınlar tarafından kurulan cemiyetler ve Kadın İşçi Taburu ile cephe gerisinde istihdam eksikliğini gideren kadınların kışladaki erkeklerden tek farkı talim eğitimini almamaları olmuştur. İstiklal Harbi’nde erkeklerle birlikte vatan savunmasında görev alan kadınlar savaş sonrasında da hak eşitliği talebinde bulunmuştur. Bu talep karşısında erkekler kadınların belirli alanlarda olmasından rahatsız olurken bu durumu zaman zaman eleştirmiş, zaman zaman da alay konusu yaparak kadınların taleplerini görmezden gelmeye çalışmıştır. Kitapta bazı mesleklerde Türk kadınının çalışmasına karşı olan “eril” bir yapının olduğu görülürken bu erilliği kabul eden ve bunun doğru olduğunu savunan kadınlara da yer verilmiştir. Bu bakımdan Fatmagül Demirel tarafından hazırlanan eser kadın araştırmaları ve toplumsal cinsiyet açısından önemli bir eksikliği girmektedir.</p> 2025-03-30T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Türk Dünyası Kadın Araştırmaları dergisi https://turkicworldwomen.com/index.php/pub/article/view/70 CİNSİYETÇİLİK, KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ NASIL ETKİLER: KADIN DÜŞMANLIĞININ ARACI ROLÜ 2025-02-18T13:01:25+03:00 Huriye ONGUN BAYDAR huriye.ongun7@hotmail.com Veysi BAYDAR veysibaydar@karabuk.edu.tr Gülay GÜNAY ggunay@karabuk.edu.tr <p>Kadına yönelik şiddet, toplumsal cinsiyete dayalı bir sosyal sorundur. Toplumsal cinsiyet göstergeleri arasında korumacı cinsiyetçilik, düşmanca cinsiyetçilik ve kadın düşmanlığı yer almaktadır. Şiddetin, toplumsal cinsiyet temeli, bu göstergeler ile kadına yönelik şiddet tutumları arasındaki ilişkinin kanıtlarıyla ortaya çıkar. Bu anlamda araştırma, cinsiyetçilik ile kadına yönelik şiddet tutumları arasındaki ilişkide kadın düşmanlığının (mizojini) aracı rolüne odaklanarak bu ilişkinin izini sürmektedir. Örneklemimizi 579 yetişkin erkek temsil etmektedir (Ort.<sub>yaş</sub>= 26, SS= 6). Korumacı (<em>α</em>= .87) ve düşmanca (<em>α</em>= .89) cinsiyetçilik boyutları olan çelişik duygulu cinsiyetçilik ölçeği, İskebe kadına yönelik şiddet tutum ölçeği (<em>α</em>= .91) ve kadın düşmanlığı ölçeğini (<em>α</em>= .77) kullandık. Araştırma sonuçları, düşmanca cinsiyetçiliğin kadına yönelik şiddet tutumu üzerindeki toplam, doğrudan ve dolaylı etkisinin anlamlı olduğunu gösterdi. Korumacı cinsiyetçiliğin kadına yönelik şiddet tutumu üzerindeki toplam ve doğrudan etkileri anlamlı iken dolaylı etkisi anlamlı bulunmamıştır. Düşmanca cinsiyetçiliğin kadın düşmanlığı aracılığıyla kadına yönelik şiddet tutumunu yordaması, şiddetin toplumsal cinsiyet temelini desteklemiştir. Cinsiyete dayalı ayrımcılığın bir biçimi olan korumacı cinsiyetçilik, kadına yönelik olumsuz tutumları doğrudan beslerken, kadın düşmanlığı üzerinden bu olumsuz tutumları güçlendirmemektedir. Sonuçlarımız bir kez daha, kadına yönelik şiddeti önlemede toplumsal cinsiyete dayalı politika ve uygulamaların kritik rolünü doğrulamıştır.<br><strong>Anahtar Kelimeler:</strong> Kadına Yönelik Şiddet, Cinsiyetçilik, Korumacı Cinsiyetçilik, Düşmanca Cinsiyetçilik, Kadın Düşmanlığı (Mizojini).</p> 2025-03-30T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Türk Dünyası Kadın Araştırmaları dergisi https://turkicworldwomen.com/index.php/pub/article/view/75 KADINLARIN AFETLERE KARŞI PSİKOLOJİK HAZIRLIĞI 2025-03-04T11:35:38+03:00 Şeyda DÜLGERLER seyda.dulgerler@ege.edu.tr Melike KARA melikekara4@gmail.com Ayşegül DÖNMEZ aysegul.donmez@ege.edu.tr <p>Afet, toplumun tamamı veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan, etkilenen toplumun baş etme kapasitesinin yeterli olmadığı doğa, teknoloji veya insan kaynaklı olay olarak tanımlanmaktadır. Son yıllarda sayısı ve şiddeti artan afetlere insanlar hazırlıksız yakalanmakta ve afetlerin etkileri nedeniyle hem fizyolojik hem de psikolojik zorlanmalar yaşayabilmektedirler. Afetler sonucunda meydana gelen sorunların olumsuz etkilerinden korunabilmek için afetlere psikolojik hazırlıklı olmak çok önemli olup, psikolojik hazırlık, fiziksel hazırlığın temelini oluşturmasından dolayı değerlidir. İçinde yaşanılan toplumda bulunan riskli gruplar afetlerden daha fazla etkilenmektedir. Dolayısı ile bu gruplara yönelik özel girişimlerin müdahale planlarında yer alması gerekmektedir ve bu riskli gruplardan biri de kadınlardır. Aynı zamanda kadınlar doğaları gereği ve üstlendikleri toplumsal roller nedeniyle afet öncesi risk azaltma ve hazırlık döneminde, afet sırasında ve afet sonrasında rehabilitasyon döneminde doğru yaklaşım göstererek afet yönetiminde önemli roller üstlenebilirler. Bu makalede okuyucuya kadınların afete psikolojik hazırlığının aktarılması amaçlanmıştır.</p> 2025-03-30T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Türk Dünyası Kadın Araştırmaları dergisi https://turkicworldwomen.com/index.php/pub/article/view/72 KADIN SAĞLIĞINA YÖNELİK KÜRESEL BİR PERSPEKTİF: K-ORTALAMALAR KÜMELEME ANALİZİ 2025-03-18T15:47:09+03:00 Merve TEKİNARSLAN mmervee_16@hotmail.com <p>Kadın sağlığının küresel düzeyde değerlendirilmesi, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, sosyoekonomik dinamikler ve sağlık politikalarının etkinliğini anlamak açısından kritik öneme sahiptir. Bu çalışma, K-ortalamalar kümeleme analizi kullanarak farklı ülkelerdeki kadın sağlığı göstergelerini karşılaştırmayı ve benzer profillere sahip ülkeleri gruplandırmayı amaçlamaktadır.</p> <p>Çalışmada, Dünya Bankası’nın sağladığı verilerden kadın sağlığına ilişkin kriterler kullanılmıştır. K-ortalama (k-means) kümeleme yöntemi kullanılarak, ülkeler sağlık göstergelerine göre C1 ve C2 kategorilerine ayrılmıştır. C1 ülkeleri genellikle gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkeler olup, sağlık altyapısındaki eksiklikler ve sosyoekonomik eşitsizliklerden etkilenmektedir. C2 ülkeleri ise yüksek yaşam standartlarına ve güçlü sağlık sistemlerine sahip gelişmiş veya hızla gelişmekte olan ülkelerden oluşmaktadır. Araştırmanın sonuçları, kadın sağlığının iyileştirilmesi için politika yapıcıların dikkat etmesi gereken temel faktörleri vurgulamaktadır. Elde edilen bulgular, sağlık politikalarının geliştirilmesine ve küresel sağlık eşitsizliklerinin azaltılmasına yönelik öneriler sunmaktadır.</p> 2025-03-30T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Türk Dünyası Kadın Araştırmaları dergisi https://turkicworldwomen.com/index.php/pub/article/view/67 YETİŞKİN KADINLARDA BEDEN ALGISI VE YAŞAM DOYUMU ARASINDAKİ İLİŞKİDE PSİKOLOJİK ESNEKLİĞİN ROLÜ 2025-02-21T17:34:26+03:00 Seval KILIÇ sevalhacim@hotmail.com <p>Bu yapılan çalışmanın amacı yetişkin kadınlarda beden algısı&nbsp;ile&nbsp;yaşam doyumu ve&nbsp;psikolojik esneklik&nbsp;arasındaki ilişkilerin&nbsp;araştırılması&nbsp;ve beden algısı ile yaşam doyumu arasındaki ilişkide&nbsp;psikolojik esnekliğin&nbsp;aracı rol etkisinin belirlenmesidir. Çalışma sonunda gerçekleştirilen analize göre yaşam doyumu ile beden algısı arasında istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif yönlü, yaşam doyumu ile psikolojik esnekliğin bazı alt boyutları arasında istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişki tespit edilmiştir. Beden algısı&nbsp;ile psikolojik esnekliğin bazı alt değişkenleri arasında istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişki tespit edilmiştir. Aracılık analizinin sonuçlarına bakıldığında ise beden algısı ile yaşam doyumu arasındaki ilişkide&nbsp;psikolojik esnekliğin&nbsp;kısmi&nbsp;şekilde&nbsp;aracı&nbsp;bir rolü&nbsp;olduğu belirlenmiştir. Ayrıca 36-45 yaş aralığında olan, evli, fiziksel görünümünden memnun, gelir düzeyi yüksek olan katılımcıların yaşam doyumu puan ortalaması daha yüksek çıkmıştır. Katılımcıların kilo vermek için diyet yapma, fiziksel görünümünden memnun olma, yüksek gelir düzeyine sahip olma durumuna göre beden algısı puan ortalamasının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.</p> 2025-03-30T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Türk Dünyası Kadın Araştırmaları dergisi https://turkicworldwomen.com/index.php/pub/article/view/73 HAMİLELİKTE İLAÇ KULLANIMI İLE TERATOJENİTE İLİŞKİSİ 2025-03-23T12:28:30+03:00 Ahmet Hakan TÜRK a.hakanturk02@gmail.com Emine ARTAR yilmaz.ismet@inonu.edu.tr İsmet YILMAZ yilmaz.ismet@inonu.edu.tr <p class="Default">Gebelikte ilaç kullanım oranı son yıllarda artış göstermekte olup, her geçen gün bilinçsizce artmaktadır. Mitcell ve ark. gebeliğin ilk üç ayında kadınların %70'inden fazlasının en az 1 reçetesiz (OTC) ilaç kullandığını, yaklaşık %50'sinin ise 1 veya daha fazla ilaç kullandığını bildirmiştir. Özellikle hamileliğin ilk üç ayında ilaç kullanımı son 30 yılda paket bazlı olarak 4 veya daha fazla katlara çıkmış olup, hamilelerde ilaç kullanım oranı ise 3 katına kadar çıkmıştır. Aynı zamanda son 30 yıl içerisinde reçeteli olarak kullanılan ilaç oranı ise %60’ın üzerinde bir artış göstermiştir. Gebelik genel anlamı ile kadınların yaşamlarındaki geçici ve uzun süreli bir sürecin tanımlanmasıdır. Gebeliğin erken dönemlerinden doğum sürecine hatta daha sonraki süreçlerde dâhil anne vücudunda belli başlı fizyolojik ve anatomik farklılıklar gözlenmektedir. Bu fizyolojik farklılıklarla birlikte piyasadaki birçok ilacın teratojenik etkileri tam anlamıyla çözülemediği için ilaç kullanımı anne adayı ve fetüs için büyük önem arz etmektedir. İlaçların teratojenik etkilerinin göz ardı edilmesi durumunda fetüs için zararlı etkiler gözlenirken; teratojenik etki baz alındığında ise anne adayının tedavi edilememesi ve istenmemesine rağmen gebeliğe son verme gibi sonuçlara sebep olabilmektedir. Bu nedenle eczacı, doktor ve hemşire gibi sağlık personellerinin bu konuda biraz daha dikkatli olması gerekir.</p> 2025-03-30T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Türk Dünyası Kadın Araştırmaları dergisi